|
|
|
Sayfalar |
|
|
|
|
|
|
|
Allah (cc)'nin Yaratma Sanatına Örnekler: Canlılarda Fedakarlık |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
...Şüphesiz Allah, O, Hak olandır ve şüphesiz O'nun dışında taptıkları ise, batıldır... (Lokman Suresi, 30)
"Büyük balık küçük balığı avlar", "güçlü olan kazanır."
Bu gibi deyimler doğadaki canlılar arasındaki ilişkileri tanımlamada çok sık kullanılan cümlelerdir. Evrim teorisinin de bazı temel ilkelerini oluşturan bu ifadeler aslında gerçekleri tam olarak yansıtmamaktadır.
Doğadaki canlılar detaylı incelendiğinde bilinenden çok farklı bir gerçek ortaya çıkmaktadır. Canlılar, varlıklarını sürdürmek ve üreyebilmek için evrimcilerin iddia ettiği gibi bir "savaş" vermezler; aksine diğer canlılara karşı son derece "fedakar" tavırlar sergilerler. Örneğin bazı küçük kuşlar, sürülerine doğru yaklaşmakta olan kartal ya da atmaca gibi yırtıcı kuşları gördüklerinde, çığlıklar atarak bu tehlikeyi sürüye haber verirler ve saldırganın dikkatini sürüden çok "kendilerine" çekerler. Bu da çığlık atan kuşun sağ kalabilme olasılığını büyük ölçüde azaltır. Yani bu kuş, sürüdeki yüzlerce kuş için kendi yaşamını tehlikeye atmaktadır.
Bilindiği gibi canlıların soylarını devam ettirebilmeleri için üremeleri gerekir. Ancak çoğu zaman üremek tek başına yeterli değildir. Yeni doğan yavrunun büyümesi için özel bir bakım gereklidir. Yani hayvanlar yavrularına karşı "koruma ve gözetme" gibi bir ihtiyaç duymazlarsa, yeni doğan canlı kendi kendine bakamayacağından ölecektir. Doğaya baktığımızda ise, bu "yavruları koruma ve gözetme duygusunun" en vahşisinden en uysalına kadar tüm canlılarda mevcut olduğunu görürüz. Son derece vahşi olan timsahlar, kaplanlar yavruları söz konusu olduğunda uysal, fedakar ve şefkatli canlılara dönüşmektedirler.
Mesela hayvanlar arasında en vahşilerinden biri olarak bilinen timsahlar, 3 ay boyunca yumurtalarının başından bir an bile ayrılmadan onları korumaktadırlar. Yine başka bir örnek olarak yağmur kuşu, yavrusunu koruyabilmek için yaralı taklidi yaparak düşmanını kendi üzerine çeker. (Evrim Masalı)
Göç eden kuşlardan olan albatroslar, her zaman kendi doğdukları yerde çiftleşirler. Bu nedenle üreme zamanlarında koloniler halinde biraraya gelerek toplanırlar. Dişiler gelmeden haftalar önce, erkekler gelip burada daha önceden bulunan yuvaları tamir ederek dişi ve yavrular için mükemmel bir konfor sağlarlar. Yumurtalara olan düşkünlük ise albatros kuşlarında hayli dikkat çekicidir. Çünkü albatroslar, özenle hazırlanan yuva içerisinde yumurtaların üzerinde hiç kımıldamadan yaklaşık 50 gün boyunca dururlar.
Ancak yavrulara olan bu düşkünlük sadece yumurtaların korunması ve bakımı ile sınırlı kalmaz. Nitekim albatroslar çoğu zaman, yalnızca yavrularına yiyecek bulabilmek için, gerekirse bir seferde 1 milden fazla yol katetmektedirler.
Görüldüğü gibi hayvanlardaki fedakarlık örneklerinin evrim teorisinin yaşam mücadelesi, tesadüf iddiaları ile açıklanması mümkün değildir. Hiçbir şuura, akla, karar verme, muhakeme ve yargı yeteneğine sahip olmayan canlıların birbirlerine karşı böylesine bir düşkünlük göstermeleri, bunun yanısıra bu düşkünlüklerini son derece akılcı planlarla ortaya koymaları tek bir gerçekle açıklanabilir: Bu canlılar yaratıldıkları ilk andan itibaren kendilerine verilen ilhamla hareket etmektedirler. Onlar kendilerini yaratan Rablerinin emri ve denetimi ile yaşamlarını sürdürmektedirler. Allah, Kuran'ın Hud Suresi'nde bu gerçeği şöyle bildirir:
"O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur." (Hud Suresi, 56)
İşte canlılardaki olağanüstü fedakarlığın sırrı budur. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Saat |
|
|
|
|
|
|
|
Sayın Harun Yahya (Adnan Oktar)'ın Röportajlarını İzlemek İçin Tıklaynız... |
|
|
|
|
|
|
|
Merak Ettiğiniz Konuları Harun Yahya(Adnan Oktar)'nın Sitelerinde Arama Yapmak İçin: |
|
|
|
Bugün 66 ziyaretçi (99 klik) kişi burdaydı! |