|
|
|
Sayfalar |
|
|
|
|
|
|
|
Hücreler Hangi Haberleşme Araçlarıyla İletişim Kuruyorlar? |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Günümüzde haberleşme araçları insanlık için çok büyük bir önem taşımakta ve her geçen gün daha da ileri teknolojiye sahip haberleşme araçları keşfedilmektedir. Vücudumuzda ise, insan ilk yaratıldığından bu yana süregelen kusursuz bir haberleşme ağı her an görev başındadır.
Metro ulaşım ağına benzetilen bağışıklık hücreleri arasındaki iletişim ağı, biz farkında dahi değilken sağlığımız için hayati önemdeki molekülleri taşımak için kullanılmaktadır.
Bağışıklık hücreleri içinde gerçekleşen bilgi transferi, dünyanın en iyi istihbarat servislerinden bile daha hızlı ve daha verimli çalışmaktadır. Bilgi transferindeki bu hızın insan vücudu için hayati bir önemi vardır. Çünkü 100 trilyon hücremizin kendi aralarındaki ve her bir hücrenin kendi içindeki haberleşmesinin, saniyelerle ölçülecek kadar kısa bir zaman zarfında bile devre dışı kalması ve hücresel mesajların yerine ulaşamaması vücut içindeki işlemlerde ölümle sonuçlanabilecek aksaklıklara neden olur. Bilim adamları ise teknolojik açıdan henüz taklit edilemeyen sistemin bu hayati fonksiyonları karşısında şimdi şu sorunun cevabını aramaktadırlar:
Bağışıklık hücreleri arası haberleşme nasıl olup da bu derece hızlı ve hatasız gerçekleşebilir?
"En Gelişmiş Metro Sistemi" Vücudumuzda Saklı...
Yapılan araştırmalarda çıkan sonuca göre bağışıklık hücreleri uzun dar tüneller kullanarak birbirleriyle bağlantı kurmakta ve molekülleri değiş-tokuş etmektedirler. Hücreler arasındaki bu yer altı tünelleri, yapılarındaki kalsiyum iyonlarıyla, hücre içindeki olayları ve antijenleri tetikleyerek molekülleri kolaylıkla hücreden hücreye taşımaktadırlar. Hücreler arasındaki bu gelişmiş metro sistemi, aynı zamanda bağışıklık sisteminin virüs ve bakterilere nasıl bu kadar hızlı cevap verdiğini de açıklamaktadır.
Hücredeki Şifre Çözücü Antenler ve Santraller
Hücreler arasında kurulu haberleşme sistemi birçok açıdan insanların kullandıkları haberleşme sistemlerine benzer. Örneğin hücrelerin zarları üzerinde kendilerine ulaşan mesajları algılamalarını sağlayan "antenler" vardır. Bu antenlerin hemen altında ise hücreye ulaşan mesajın kodunu çözen "santraller" bulunur.
Sözü edilen antenler;
Kalınlığı milimetrenin yüz binde biri kadar olan ve hücreyi çepeçevre saran hücre zarında yer alırlar.
Antenin hücre zarının dışında kalan parçasının şekli, uydu yayınlarını toplamakta kullanılan çanak antene benzer.
Her çanak antenin belirli bir uydunun yayınını almaya yönelik olması gibi, değişik hormon moleküllerinin taşıdığı mesajların dilinden anlayan farklı antenler de vardır.
Hücreler dünyasındaki bu iletişim sistemlerine en yakın örnek olarak halen yapımı devam eden Uluslararası Uzay İstasyonu verilebilir. Bu istasyon, modüler sisteme göre yapılmakta ve insanlık tarihinin en büyük mühendislik başarılarından biri olarak kabul edilmektedir. Hiç kimse bu uzay istasyonunun atomların, moleküllerin, rüzgarların, yıldırımların, güneş enerjisinin bir araya gelmesiyle tesadüfen ortaya çıktığını iddia edemez. Gerçek olan şudur ki; bu uzay aracı, dünyanın değişik ülkelerinden birçok bilim adamının uzun yıllara dayanan bilgi birikiminin ve çok detaylı mühendislik hesaplarının sonucunda inşa edilmektedir.
Bu örnek de göstermektedir ki; hücreler arası iletişimin kusursuzluğu tek bir gerçeği ortaya koymaktadır: Hücrenin içinde görev yapan ve bilim adamlarının tam olarak sırlarını çözemedikleri ileri bir teknolojiye sahip olan haberleşme modüllerini, haberci proteinleri ve bunlardan oluşan harika iletişim sistemlerini "herşeyi yaratan" (Enam Suresi, 101) ve "her işi evirip düzene koyan" (Secde Suresi, 5) Allah yaratmış ve kusursuz bir şekilde düzenlemiştir.
Bilim Adamlarının Hücre Konusundaki Tespitleri...
Evrimci bilim adamları hücrenin kusursuz yaratılışı karşısında çaresizdirler. Örneğin Rus evrimci Alexander I. Oparin, 1936'da yayınladığı Yaşamın Kökeni adlı kitabında şöyle demiştir:
“Maalesef hücrenin meydana gelişi evrim teorisinin tümünü içine alan en karanlık noktayı oluşturmaktadır.”
İngiliz matematikçi ve astronom Fred Hoyle, 12 Kasım 1981'de Nature dergisine verdiği bir demecinde önemli bir benzetme yapmıştır. Kendisi de bir materyalist olmasına rağmen Hoyle, tesadüfler sonucu canlı bir hücrenin meydana gelmesiyle, bir hurda yığınına isabet eden kasırganın savurduğu parçalarla tesadüfen bir Boeing 747 uçağının oluşması arasında bir fark olmadığını belirtmiştir. ("Hoyle on Evolution", Nature, Cilt 294, 12 Kasım 1981, s. 105)
Bilim Adamları Haberleşme Ağını Çözmeye Çalışıyor
Hücreler arasındaki haberleşmeyi sağlayan bu kompleks sistem, her yönüyle bilim adamlarında hayranlık uyandırmaktadır. Çünkü araştırmalar da ortaya koymuştur ki; her ne kadar günümüzde büyük keşifler ve araştırmalar yapılmış olsa da bilim hala hücreler arası iletişimin karşısında yetersiz kalmaktadır.
Sinir hücrelerinin haberleşme ağı üzerine yapılan son bilimsel araştırmalar göstermiştir ki, bazı proteinler "olağanüstü sayıda bağlantı modülüne" sahiptir. Proteinler bu sayede, haberci protein gruplarını sürekli olarak birarada tutabilmektedir. Sinir hücrelerindeki son derece hızlı iletişim de, işte bu özel yapıdan kaynaklanmaktadır.
Hücre o kadar komplekstir ki, bugün insanoğlunun ulaştığı yüksek teknoloji hala bir hücre üretememektedir. Yapay hücre oluşturmak için yapılan tüm çalışmalar başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Öyle ki bugün, hücrenin üretilmesi hedefi bir yana bırakılmıştır ve artık bu yönde çalışma yapılmamaktadır.
İşte araştırmaların cevapsız kalan sorularından bazıları:
- Bir hücre bir sinyal yaydığında diğer hücre bunu almaya nasıl hazır olabilmektedir?
- Bir hücreye bir paket ulaştığında hücre bununla ne yapacağını nereden bilmektedir?
- Bir hücre topluluğundaki herhangi bir hücre dışarıya kendi başına nasıl ve niçin mesaj yollama girişiminde bulunacağını nereden bilebilir?
Açıktır ki bütün bu işlemleri şuur ve akıldan yoksun olan hücrelerin sistemli bir şekilde kendi başlarına gerçekleştirmesi mümkün değildir. Yeryüzündeki canlılar ve sahip oldukları sistemler, "evrimcilerin iddia ettiklerinin aksine, kademe kademe meydana gelebilmeleri"ni imkansız kılan kusursuz bir kompleksliğe sahiptirler.
Gerek bağışıklık hücrelerini, gerek sinir hücrelerini gerekse diğer hücreler arasındaki bu hızlı iletişim ağını, bir seferde, kusursuz bir biçimde ve olağanüstü komplekslikte yaratan, alemlerin tek sahibi olan Yüce Allah'tır. Rabbimiz'in yaratış mucizesi ayetlerde şöyle haber verilmektedir:
“İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka ilah yoktur. Her şeyin Yaratıcısı'dır, öyleyse O'na kulluk edin. O, her şeyin üstünde bir vekildir.” (Enam Suresi, 102) |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Saat |
|
|
|
|
|
|
|
Sayın Harun Yahya (Adnan Oktar)'ın Röportajlarını İzlemek İçin Tıklaynız... |
|
|
|
|
|
|
|
Merak Ettiğiniz Konuları Harun Yahya(Adnan Oktar)'nın Sitelerinde Arama Yapmak İçin: |
|
|
|
Bugün 24 ziyaretçi (40 klik) kişi burdaydı! |