|
|
|
Sayfalar |
|
|
|
|
|
|
|
Bunları Biliyor musunuz?: Enaniyetin Sevmeyi ve Sevilmeyi Engellediğini… |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Ve meleklere: "Adem’e secde edin" dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kafirlerden oldu." (Bakara Suresi, 34)
Allah kullarını kibirden, haksız yere büyüklenmekten, Allah'ın huzurunda aczini bilmemekten sakındırır. Kuran'daki birçok ayette enaniyetin Allah Katında sevilmeyen ve razı olunmayan kötü bir ahlak özelliği olduğu bildirilir.
Kibirli insanlar en çok kendilerini severler, bu nedenle de Allah için sevmenin manevi hazzını asla yaşayamazlar. Başkalarını sevmekte, karşılıksız sevgi göstermekte şiddetli bir şekilde zorlanırlar. Sevilmeyi, kendileriyle ilgilenilmesini isterler ancak bu isteklerinin temelinde yine enaniyetlerini beslemek, gururlarının okşanması gibi kibirden kaynaklanan büyüklük hisleri vardır. Sevmeyi veya sevgi göstermeyi ise bir nevi zayıflık olarak görürler. Kibir, sevme yeteneklerinin gelişmesini engeller. Çünkü bir insanı sevebilmek için o kişideki güzel yönleri görebilmek gerekir. Ancak kibirli insanlar bunları görmek istemezler. Başkalarının sahip olduğu güzellik, zeka, akıl ve güzel ahlaka dair özellikler onları rahatsız eder. Bu nedenle de genelde insanlarla aralarında hep sorunlar, geçimsizlikler yaşarlar. (Dinsizliğin Kabusu)
Ancak tüm bunlar enaniyetli insanların zannettiği gibi kendilerini yüceltmez aksine onlara maddi ve manevi ciddi kayıplar getirir. Örneğin Allah'ın insanlara verdiği önemli bir nimet olan sevgiyi gerektiği gibi yaşayamazlar. Kendilerindeki bu ahlaki bozukluğu değiştirmedikçe de ne gerektiği gibi sevebilirler ne de istedikleri gibi sevilirler.
Bir Hadis…
"Allah adına and içen kişi yeminine sivrisinek kanadı kadar (ufak bir) yalan katarsa bu yalan kıyamet gününe değin kalbinde bir leke olarak kalır." (İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. Cilt, s.300; Tirmizi ve Hakim'den)
Evrim Teorisinin En Büyük Sahte Delillerinden Birinin Okapi Olduğunu…
Allah her canlıyı yoktan var eder. Yeryüzünde varlığını sürdüren ya da soyu tükenmiş canlıların tamamı, hiçbir evrimsel atası olmaksızın, Allah'ın örnek edinmeksizin yaratma gücüyle var olmuşlardır.
1901 yılında canlı olarak bulunana kadar, Okapi'nin soyunun tükendiği sanılıyordu. Bu nedenle evrimciler Okapi'yi atın evrimi hikayesinde bir ara geçiş canlısıymış gibi göstermişlerdi. Ancak bu canlının Miosen dönemine ait fosillerinin bulunması, evrim teorisinin büyük bir sahtekarlığını ortaya çıkarmıştır. Okapi'nin canlısının bulunması da atın evrimi senaryosunu ortadan kaldırmıştır.
Memelilerin hayali kökeni konusunda "atın evrimi", uzun bir süre boyunca evrimcilerin baş tacı ettikleri bir konuydu. Aralarındaki anatomik farklılıklar hiç dikkate alınmadan boy sırasına dizilmiş farklı canlılar, yıllarca atın sözde evrimsel aşamaları olarak lanse edilmiştir. Uzun yıllar boyunca doğa tarihi müzelerinde sergilenen bu seri, bugün artık pek çok evrimci tarafından geçersiz kabul edilmekte, bunun tümüyle göz boyamaya yönelik bir sahtekarlık örneği olduğu itiraf edilmektedir. .(Evrimcilerin İtirafları)
Tohum Kılıflarının Bitkiden Bitkiye Farklılık Gösterdiğini…
Tohumun içindeki embriyo son derece değerli olduğundan yeni bitki tam olarak gelişene kadar bu embriyonun özenle korunması gerekir. Bu koruma için Allah her bitki türüne göre değişik özelliklere sahip tohum kılıfları yaratmıştır. Tohum kılıfını oluşturan maddenin dayanıklılığı oranında tohum, dış ortamın olumsuz etkilerinden korunur. Bundan başka kılıfı oluşturan maddeler, tohumların su üzerinde durabilmesinde ya da rüzgarlarla uçmasında da etkendirler.
Tohumların dış kılıfları, son derece çeşitli ve dikkat çekici özelliklere sahiptir. Bazı dış zarlar düşmanları uzaklaştırabilmek için acı bir madde ile kaplıdır. Bazıları ise "tanen" denilen bir madde bakımından zengindir ki bu madde tohumlardaki çürümeyi sınırlandırır. Birçok bitki türünün tohumlarında ise kılıflar bir tür jöle ile kaplıdır. Proteinlerle birleşmiş kompleks şekerlerden oluşan bu jölemsi madde, su ile karşılaştığında kolayca şişer. Bu sayede tohum kolayca nemli maddelerin üzerine yapışır. Bu özellik filizlenme sırasında önemli rol oynayacaktır. (Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.24) |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Saat |
|
|
|
|
|
|
|
Sayın Harun Yahya (Adnan Oktar)'ın Röportajlarını İzlemek İçin Tıklaynız... |
|
|
|
|
|
|
|
Merak Ettiğiniz Konuları Harun Yahya(Adnan Oktar)'nın Sitelerinde Arama Yapmak İçin: |
|
|
|
Bugün 54 ziyaretçi (86 klik) kişi burdaydı! |